Benim doğumum travma yarattı bende. Hem depremden sonra strese girdim, arabada ve mescitte uyudum iko gece, her yerim tutuldu yürüyemedim hem de normal doğurmaya kafayı takmıştım hamilelik boyunca çalıştım hem ev işi hem çalışmaya devam ettim ama tüm çabalarıma rağmen normal dogurmak kismet olmadı.
40.hafta sabah beşte nisanim geldi doktoruma ulaştım nst çektirip göndermemi istedi ama sandım yoktu, öğlen tekrar nst istedi yine sancı yoktu. Ebeler açıklık kontrolü yaptılar bir parmak ucu yani 1 cm açıklık olduğunu söylediler. İkindi vakti bir anda kanama gelmeye başladı doktoruma haner verdim, beni hastaneye çağırdı. Yatış yapıldı, hemşireler nst çekti bir defa sancı çıktı 15 dkda, açıklık kontrolü yaptılar bir cm açıklık vardı. Odaya geçtik, koluma sade serum taktılar, ağrı sancı yoktu ilk bir saatte. Ilık duş aldım ve yürüyüş yaptım sonra bir anda sancılar gelmeye başladı, bir saat hafif sancılarım oldu, ikinci saatte de bekledim tahammül edilebilir sancılarla, üçüncü saatte sancılarım 10-15 saniye aralıklarla gelip 70 saniye kadar sürüyordu, kanama da yoğunlaşmıştı. Dayanamadığım için hemşireleri çağırdı eşim. Serum suni sancı serumu sandı annem ama hemşire boş serum olduğunu beslenme için taktığını söyledi. Serumu çıkarıp beni nstye aldılar. Yarım saat nst çektiler ama yatakta uzanıp beklemek ölüm gibi bir şeydi. Nstde de sancılar düzensiz çıkınca doktoruma haber verdiler. Doktor gelene kadar beni tekrar çatala çıkardılar. Açıklık kontrolü yapılırken canım çok daha fazla yanmaya başladı ve vücudum istemsizce titriyordu, kendimi durduramıyordum ama hala açıklık bir cm idi. Çataldan indim doğumhaneye aldılar, doktorum gelip önce karnımı eliyle kontrol etti, karnım morarmıştı, sonra ultrasonla karnıma baktı, bir defa da o açıklık kontrolü yaptı ve bebek eşten ayrılıyor gibi seni acil sezaryene almamız lazım dedi. Ben biraz daha beklesem, bir serum ilaç falan verseniz açılma olmaz mı diye yalvarıyorum. Doktor tedaviyi reddettiğine dair imza atarsan bekleriz diyince annem beni sezaryen için ikna etmeye çalışıyor, ciddiyeti anlayınca kabul ettim.
Ameliyat için ekip 15 dkda toplandı sedyeye aldılar ama ben sancılar geldikçe bağırıyorum dayanamıyorum, ameliyathanede belden uyusturmak için bekliyor anestezi uzmanı, ben bir dakikadan fazla kıvranıyorum her sancıda. Aradaki 10 saniyede omurilikten iğne vurmaya çalışıyor, vakit yetmiyor sancı geldikçe. Doktor sabit durman lazım diye uyarıyor beni, çok tatlı bir hemşire vardı sancı gelince kollarımı sık dayan ilacı alınca hepsi bitecek dedi. Bembeyaz incecik bir kız, sancı gelince sabit durabilmek için kollarını sıktım kıpkırmızı oldu, iğne çok acitmayacak falan diyorlar, sancidan iğneyi hissetmedim bile…
Sonra sonda takip karnımı ve bacaklarımı temizlediler. Bir perde çektiler. Doktor ve hemşireler sohbet ederek yaptı ameliyatı. Ben kendimden geçmişim bebeğimin doğduğunu göremedim, bebek nerede diye sordum onu giydirmeye götürdüler dedi kollarını sıktığım hemşire, bana kızımın doğum saatini yükselenini burcunu falan anlatıyor 😂 içerken gür bir ağlama sesi geldi, bebek değil de kocaman çocuk ağlıyor gibi… Sonra asmalı gibi görünen yüzü beyaz elleri morarmış, uzun badem tırnaklarıyla güzel kızımı getirdiler, yanağını yanağıma dayadiklarinda ağlamayı kesti. Çok güzel eşsiz bir andı. Beklediğim, planladığım gibi değildi kesinlikle. Normal doğum yapacaktım, eşim doğuma girecekti falan ama hiçbiri planlara göre gelişmedi. O kadar acı çektiğim için eşimi içeri istemek aklıma bile gelmedi. Sezaryen doğum yapanlar ilk yürüyüşün acısını bilirler. O ilk yürüyüşün acısına şükrettim ben.
Bir de doğum sonrasında beni bunalıma sokan eşimin annesi olmasa daha mutlu ve lohisa sendromuna girmeden atlatabilirdim herhalde doğumumu.
Bir daha doğum yaparsam eşimin annesini bırakın hastaneye getirmek doğumdan sonra eve ayak bastırmak istemiyorum.
Allah bana yaşattığı her şeyin hesabını sorsun.