Deletedmom_110 güzel kardeşim hiç olmazsa bir gün denemeye çalışmanız daha doğru olur. Yarın niyetlenerek farz olan orucunuzu tutun. Niyetiniz asla şüphe barındırmasın. Olmazsa bozarım mantığıyla niyet getirilmez, niyet kesin bir kararlılık gerektirir. Gerçekten iftara kadar dayanmaya çalışın fakat oldu ki sizin sağlığınızı ciddi olarak etkiledi ve dayanamayacak boyuta geldiniz, bu durumda orucunuzu bozabilirsiniz. Keyfî sebeplerle oruç bozmak kefaret gerektirir fakat söz konusu sağlıksa vicdan muhasebesi yapılarak sağlığın ciddi anlamda olumsuz etkilendiği görülürse oruç bozmak kefaret gerektirmez, sadece o günün kazasını tutmanız yeterlidir. Sonraki günlerde oruç tutup tutamayacağınızın kararını ona göre daha sağlıklı şekilde verebilirsiniz.
Fitrenin ev halkında bulunan herkes için verilmesi gerekir. Yani bebeğiniz de buna dahildir.
Son sorunuz uzun bir açıklama gerektiren hassas bir soru ama çok fazla soru geldiği için maalesef uzun zaman ayıramıyorum. Ne kadar bol sadaka verseniz veya başka hayırlar yapsanız da hiçbiri o ibadetin yerini dolduramaz. Her ibadeti kendine özgü haliyle yerine getirmekle mükellefiz. Özellikle namaz ve oruç diyorsunuz ki dinimizde en temel ibadetlerin başında bu iki ibadet gelir. Namaz konusunda açtığım bir post vardı, onu sindire sindire okumanız halinde inşallah namaza olan bakışınızın değişmesine vesile olacağını düşünüyorum. Güzel kardeşim ibadetler nefse ağır gelir. Zaten ağır gelmesinden dolayı imtihan sebebidir ve bizim kul olarak sağlam irade göstermemiz gerekiyor. İçinizden geldiği için değil, sizi yaratan Rabbiniz için bu ibadetleri yapmalısınız. Bu hayatta herşeyi severek, içimize sinerek yapmıyoruz. Bazen bazı şeylerin yapılması gerekiyor ve mecburi olarak yapıyoruz. Namazda da aynı zorunluluğu hissedin. Canınız istemiyor mu? “Mecburum” deyin hızlıca kalkın kılın namazınızı. Bunu illa severek yapmayı beklemeyin. İnanın ilerde kılmadığınız tek bir vaktin bile fazlasıyla pişmanlığını yaşarsınız. Bir daha telafi imkanımızın olmadığı gün gelmeden önce Allah’ın bizden kesin ve net istediği en büyük ibadeti hakkıyla yapma çabasında olmak zorundayız. Bu bizim kulluk borcumuzdur. Aldığımız her nefes için, sağlığımız, çocuklarımız, rızkımız için, aklınıza gelen-gelmeyen bütün nimetler için Rabbimize sunduğumuz en güzel şükür şeklidir namaz. Allah bir ayette şöyle buyuruyor: “Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir”. Bize sayamayacağımız kadar çok nimet veren Allah’a 24 saatimizden 1 saatini bile doldurmayacak bir ibadeti yapmayı çok görmemeliyiz.
Güzel kardeşim, inanın kaçırılacak tek bir vakit namazımız yoktur. Lütfen bu vakit itibariyle sımsıkı sarılın namazlarınıza. Mazeret olarak öne süreceğiniz herşey sizin değil şeytanın size söyleteceği mazeretlerdir. Oysa şeytanın vesvese vermek dışında hiçbir gücü yoktur. Bu kadar zayıf olan düşmanın fısıltıdan ibaret olan vesveselerine yenik düşmeyin. Namazın bize değil bizim namaza ihtiyacımız var. Asıl nefes alacağımız ân namaz ânıdır. Rabbim ciddiyetini bilip hiçbir şart ve koşulda namazını terk etmeyen kullarından eylesin 🤲🏻