Liyaninannes Her konuda diyebilirim. Benim odak takıntım şu noktadaydı ‘bunu böyle yaparsam günüm güzel geçecek/iyi olacak/iyi hissedeceğim gibi.’ Yaptığım her şeyin sonucunu buna bağlardım. Detaylı örnek vereyim; dolmuşa otobüse binerken bozuk paraların arasından kendimi iyi hissettirecek olanı seçmeye çalışırdım. Yemek yiyeceğim zaman çakalların hepsine tek tek dokunur hangisinde iyi hissedersem onu almaya çalışırdım. Çantamın belli bir düzeni vardı ve asla bozulmamalıydı. Kapı kollarına elim asla değmemeliydi hırkamın kolunu iyice çeker avucuma sıkıştırır öyle açardım kapıyı. Yürürken bi yere sağ ayağımla basmam gerektiğini düşündüysem ve eğer basamadıysam geri döner oraya sağ ayağımla basana kadar bunu tekrar ederdim.(ya da sol ayağım, o an ne hissettiğime bağlı) Bir gün telefon görüşmesi yapacaktım bi kız arkadaşımla olduğum odadan çıkmadan halıya takıldı gözüm düzeltmem lazım istediğim gibi olmalı yoksa kötü bi haber alacağım diye düşünüp tam 48 dakika o halıyla uğramıştım tam 48 dakika hiç unutmam. En son bahsettiğim gibi ağlaya ağlaya Allaha yalvardığımda annemle konuştuk oturup. Bana yaşadıklarımın normal olduğunu her insanın içinde bir parça takıntı olduğunu ama takıntı yaptığım şeylerin hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, ne yaşayacaksam zaten yaşayacağımı, kaderimin çizili olduğunu hatırlatıp beni sakinleştirmişti. Sonrasında doktor izniyle 1 hafta antidepresan kullandım ve içmek istemediğime karar verdim beynim uyuşuyordu çünkü resmen. Ve ondan sonra yapacağım ya da takıntı haline getirdiğim her şeyi ‘bu yaptığım bunu değiştiremez’ diye düşünerek aştım. Zamanla yapmayı bıraktım. Şimdi eğer çok üzücü bir durum yaşarsam, hafif tetikliyor yine aynı şeyleri hissediyorum ama sonra hemen geçiyor.