mervemama
mervemama Faiz yemek haram fakat ödemek de aynı ölçüde haram mı ?
Şu sorunuzla başlayalım. Dinimizde yasaklanmış fiiller karşılıklı olarak her iki tarafı da bağlar. Rüşvet alan da veren de, kaş alan da aldıran da, kopya çeken de veren de, gıybet eden de dinleyen de aynı oranda sorumludur. Dolayısıyla faiz de aynı hükme tâbidir ve yalnızca kazançlı çıkan değil, onu kazançlı çıkaran da aynı oranda mesuldür. Yani faizin haram olması için elimize para geçmesine gerek yoktur. Bizim cebimize para girmesi yerine cebimizden para çıkması da faiz yasağını çiğnemek anlamına gelir.
Şimdi de faizin hükmünü detaylı bir şekilde ele alalım. Neredeyse faizi soluyacağımız bir dönemde yaşıyoruz. Oysa faizle ilgili ayetler ortadadır:
“Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır.” Bu ayette “kalkarlar” ifadesinden kasıt kabirlerden kalkış şeklidir.
“Eğer faizcilikten vazgeçmezseniz, artık Allah ve Rasûlü’ne karşı savaş açtığınızı, onların da size savaş açtığını bilin. Eğer tevbe ederseniz anaparanız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.”
Peygamberimiz de bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Dikkat edin, cahiliye faizlerinden her faiz iptal edilmiştir! Size mallarınızın aslını almak vardır, bu şekilde ne zulüm eder ne de zulme uğratılırsınız.”
Başka bir hadiste peygamberimiz helak edici yedi şeyden uzak durunuz diyerek şunları sıralıyor:
1) ‘Allah’a şirk koşmak,
2) Sihir yapmak,
3) Haklı olmanın dışında Allah’ın haram kıldığı nefsi öldürmek,
4) Faiz yemek,
5) Yetimin malını yemek,
6) Düşmanla karşı karşıya iken savaştan kaçmak ve
7) Zinadan korunmuş saf mü’min kadınlara zina iftirasında bulunmak.
Faizin ayet ve hadislerdeki ağır hükmünü bilip bütün çaba ve gayretimizle faizden kaçınmak mecburiyetindeyiz. Çağa ve döneme göre değişen bir din anlayışımız olamaz. Dinimizde bazı konularda tanınan ruhsatlar/kolaylıklar vardır fakat bazı hükümler bu ruhsatın dışındadır. Faiz de taviz verilemeyecek grubun içerisindedir. İhtiyaç halinde bulunmak gibi bir mazeret faizi meşru hale getiremez. Dünya sisteminin faiz üzerine kurulu olması da faizi normalleştirmeye bir sebep değildir. Her ne olursa olsun Allah’ın bizden tavizsiz uzak durmamızı istediği şeyden uzak durma mücadelesinde olmak durumundayız. Bu belki zor fakat imtihan zaten tam olarak zor oluşuyla imtihandır. İrademizi sağlam tutmalı ve kararlı bir duruş sergilemeliyiz. Çünkü müslüman olmak kuru bir iddiadan daha ötesidir ve bunu fiiliyatta göstermekle mükellefiz. “Buna gelene kadar daha başka ne haramlar var” cümlesine forumda o kadar çok şahit oluyorum ki. Bu sadece vicdan rahatlatma yöntemidir. Allah bize kota verip şu kadar haramdan uzak dursanız yeter demiyor. Biz hiçbir haramı küçük görmeden hepsinden uzak durmakla yükümlüyüz. Tabi ki hepimiz nefis taşıyoruz ve muhakkak günahlarımız var ama bu bizi gevşekliğe sürüklememeli, aksine günah işledikçe tekrar dimdik doğrulmalı ve daha doğru bir müslüman olmak için çaba sarf etmeliyiz.
Faizin olduğu yerde bereketin olmayacağı bizzat ayette geçer: “Allah faizi tüketir, sadakaları ise arttırır ve Allah hiçbir inkârcı günahkârı sevmez.”
Ayetin tefsirini özellikle paylaşmak istiyorum çünkü kastedilen anlam bilindikçe faizden uzak kalmamız kolaylaşacaktır:
“Birçok insan sadakanın serveti azalttığını, faizin ise servete servet kattığını düşünür ve inanır. Âyet bu düşüncenin isabetli olmadığını, Allah Teâlâ’nın sadaka sebebiyle arttırdığını, faiz sebebiyle eksilttiğini ifade ediyor. Sadakanın artması ve arttırılmasından maksat, sadaka verenin servetinin bereketlenmesi ve artması, servetinden hayır görmesi, sadaka sayesinde amel defterinin sevapla dolması, servetin veriliş amacını gerçekleştirmesidir. Faizin eksiltilmesi ise rakam ve hacim olarak kabaran servetin bereketinin kalkması, sahibine yaramaması, günahını arttırarak mânevî bakımdan iflâsını hazırlamasıdır. Bu, arttırma ve eksiltmenin fertlerle ilgili olanıdır. Toplum hayatı bakımından arttırma, sadaka ve infakın pek çok sayıda insanın servetten faydalanmasını, refahın tabana yayılmasını, kişi başına düşen refah payının artmasını; artan refahın talebi, talebin de üretimi kamçılaması yoluyla ülke zenginliğinin artmasını ifade etmektedir. Faiz ise yoksulluğun yatay ve dikey (yoksulluk derecesi) olarak artması, bundan üretimin olumsuz etkilenmesi, zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun gittikçe büyümesi sonucunda sosyal patlamaların vuku bulması, fitne ve kargaşa ateşi içinde faizden elde edilen servetlerin de yanıp kül olması sonuçlarını getirmektedir.”
Sırf Allah’ın rızasını kazanmak için maddî açıdan biraz zorlanma fedakarlığını göstermeye değmez mi? Şu dünya hayatında kıymet verdiklerimiz için ne fedakarlıklar yapıyoruz, Allah için biraz zorluğa göğüs germek çok mu? Rızkı verenin Allah olduğu bilincinde olan bir müslüman bilir ki gece gündüz çalışacak olsak da rızkımız yine Allah’ın bize vereceği kadardır. Tabi ki biz tevekkül gereği üzerimize düşeni yapar ve rızık peşinde koşarız fakat rızkın gelişini kendi çabamızdan değil Allah’tan biliriz. O yüzden asla rızık endişesi taşımayın. Rezzak olan Allah’a teslim olmak ve O’na güvenmek gerekiyor. Çünkü O bize vermezse biz hiçbir kazancımızda bereket göremeyiz. Bereket kavramı matematikle izah edilemeyecek çok özel bir kavramdır. Bir kişide 100 lira diğerinde 1 lira vardır. Fakat Allah’ın bereket verdiği 1 lira, üzerinden bereketi kaldırdığı 100 liradan daha çok hayır getirir kişiye. Buna samimiyetle inanmanız gerekiyor. Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Eğer siz Allah’a hakkı ile tevekkül etseniz kuşlar gibi rızıklanırdınız. Onlar aç gider, tok dönerler”. Faize bulaşmadan rızkın Allah’tan geldiği tevekkülüyle bir yaşam sürmeniz halinde Allah sizi her zaman rızıklandırır. Rabbim bizi hakkıyla tevekkül edenlerden eylesin ve yasakladığı haramlardan ateşten kaçar gibi kaçmayı nasip etsin 🤲🏻
Bununla birlikte günümüzde ev/araba sahibi olmak için katılım bankalarından yararlanmak mümkündür. Görünürde sistemleri birbirine benzese de aralarındaki ufak farklılıklar birini hükmen haram kategorisinde tutarken diğerini haram dışında bulundurur. Bu sebeple katılım bankaları aracılığıyla ev/araba sahibi olmak caizdir 🌺