Bu tür detox/ zayıflama adı altında satılan çay, kahve veya hapların yan etkilerini, iç organlara verdiği bıraktığı hasarı bilseniz 1 saniye düşünmeden direkt çöpe atarsınız.
Karaciğer yetmezliği, siroz, kalp&damar hastalıkları + böbrek yetmezliği bunların başını çekiyor.
Ne kadar hızlı kilo verirseniz o kadar cabuk kilo alırsınız bunu unutmayın bu bir altın kuraldır.
He madem bu kadar işe yarıyor bu tür kimyasallar neden diyetisyenler var? Neden metabolizma cerrahi var? Hiç araştırmadan iki fenomen önerdi veya gördünüz diye bodoslama alıyorsunuz böyle şeyleri.
Sağlıklı beslenseniz bunlara gerek kalmaz.
Bu arada Memorial Hastanesi’nden Uzm. Dr. Murat Görgülü’den bir makale bırakacağım okuyun;
Adı kahve ama…
Diyet ürünleri; toz, tablet ya da başka formlarda olabiliyor. Bunların en yenisi ise ‘sözde’ zayıflama kahvesi.
Kahvenin ve kafeinin, metabolizmanın çalışmasını hızlandırarak zayıflamaya yardımcı olduğunu biliyoruz. Bu haberlerden yola çıkanlar, şimdi de kahveye el attı. Ama sözü edilenler, marketlerde satılan ya da bir kafede sipariş ettiğimiz zaman önümüze gelen türden kahveler değil. Zayıflama kahvesi Türkiye’de yeni yeni satılıyor. Ancak hızlı etkisi ve çabuk kilo verdirmesiyle fısıltı gazetesinin manşetine çıktı bile. Bu uğurda sağlığını yitiren onlarca hemcinsinin varlığını bilmelerine rağmen, kilo vermenin dayanılmaz hazzını yaşayan kadınlar kendilerini ateşe atmaktan kaçınmıyor.
Birçok zayıflama ve diyet ürünü piyasada rahatlıkla bulunuyor. Bunların büyük çoğunluğu Tarım Bakanlığı’ndan onay almış, tamamen bitkisel içerikli olarak sunulan ürünler. Kimi zaman Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı resmi ürünlere de rastlanıyor. Söz gelimi, ilaç olarak satılan tek zayıflama ürünü, mekanik özelliği olan bir ilaç. Dr. Görgülü bu ürünün yalnızca bağırsaktaki yağın emilimini azalttığını belirtiyor. Bu sayede alınan gıdadaki yağın emilemediğini ve kalori açığının ortaya çıktığını da söylüyor ve ekliyor: “Ancak bu ilacı aldıktan sonra da , yağlar emilemediği için makattan yağ damlaması, karın ağrısı, şişkinlik, bağırsak bakteri florasında değişikliğe bağlı sürekli ishal gibi durumlar oluşuyor.”
Ayrıca, geçmişte tamamen doğal, bitkisel; yosun, yeşil çay ya da biberli olduğu söylenen ilaçların içinde, sibutraminin ilkel formlarının olduğu ortaya çıktı. Son derece zararlı bu maddelerin yan etkileri, karaciğer ve böbrek bozukluklarına yol açıyor. Bu ilaçlar özellikle kalp, tansiyon, kalp ritim bozukluğu ve guatr hastalarında; ani tansiyon yükselmelerinden çarpıntı nöbetlerine, akut kalp krizlerinden ölüme dek uzanan hasarlara neden olabiliyor.
İlaçların yan etkilerini unutmayın!
Hiçbir ilaç ya da bitkinin yan etki-yapmadan kişiyi zayıflatmasının mümkün olmadığını belirten Uzm. Dr. Görgülü, “Bir ilacın ne kadar etkisi varsa, unutmayın ki o kadar da yan etkisi vardır. Bu ürünlerin, deniz ya da doğal kaynaklı diye yan etkisi olmaması mümkün değil” diyor. Batı ülkelerinde bu ürünlerin yasaklandığına da sıkça tanık oluyoruz.
Kanada’da zayıflama kahvesi adıyla piyasaya sürülen bir ürünü kullananların şikâyeti üzerine yapılan bir analizde, içinde sibutramin maddesi tespit edilerek, piyasadan toplatıldı. Gelişmiş sağlık ve tarım politikaları olan ülkelerde üretimine izin dahi verilmeyen bu ürünlerin neredeyse tümü Uzakdoğu kökenli. Uzm. Dr. Murat Görgülü, tüm bu uyarılara rağmen piyasada satılan bir zayıflama ürününü alanlara bir hekime